29 Şubat 2012 Çarşamba

Buradayim..geldi gecti iste

Bir asiri tepki aninda sildiydim.. Yine burdayim..kendime ispat edeceklerim vardi..varmis..neyse.. Bloglardan cikardiydim kizginligimi..
Baktim geri geliyor hersey..getirdim yine geri..
Gidip gelmeyenler de var..o kötü iste..bizi birakip gidenler, gitmek zorunda olanlar..
Arkalarinda koca bosluklar birakanlar...

Sagim solum belli olmaz benim..yine gelir bir kizginlik ani..yine siler atarim belki..hicbirseyin garantisi yok yani..neyin var ki?

15 Şubat 2012 Çarşamba

Börülce'den inciler-9..Uzaktan yakindan sevgiler;)

Gecenler cuma bizim börülce hanim ile beraber, bizim bir arkadasi ziyarete gittik.. Arkadasi dogum hazirlik kursundan taniyorum.. Sonra börülce ile onun kizi ayni günlerde dünyaya geldi..
Arkadasim 3ay kadar önce 2.cocugunu dünyaya getirdi.. Hani elime sesli kitaplari tutusturan arkadasim.. Takip edenler bilirler.. Onun da blogu var.. Ama izni olmadan link vermeyeyim..önce soracagim..;)) iste o arkadasima gitmek istemez gecen hafta Börülce .. Ziril ziril aglar.. Anlayamadim.. Normalde cok ister eski emekleme grubumuzla bulusmayi..
Hani anlatmistim yine bulusuyoruz iki ayda bir anneler olarak..bazi cumalarda cocuklari bir araya getirmeye devam ediyoruz..
Börülce istemez gitmek gecen hafta..
Ne oldu dedim..
Agzindan baklayi cikardi..
"Bebegi kucagina almayacaksin..
Sevmeyeceksin.. Cok cici demiyceksin.."

Bizim ki meger bebegi kiskanirmis..;)ondan gitmek istemezmis..

"Yavrucum ben onun annesi degilim ki..senin annenim.. Hem seni bu kadaaaaaaaar seviyorum " dedim..
"Tamam ama bebege karsi nazik olmayacaksin" dedi bizim ki..;)baktim kaldim.. Herhalde bagirsam cagirsam bebege bizim ki mutlu olacak..;))))

O anda gecmisten bir sahne aklima geldi...ben kücükken (4 yasinda falanken..yani börülce hanima yasit) annemin de kardesimi (daha bebek) pencereden , kapidan bacadan atmasini isterdim de..;)))kiskanclik iste..allahin sopasi yok ki beni kovalasin.. Bu sekilde hakettigimiz cezayi aliyoruz;))))

Neyse.. Biz o gün gittik en sonunda biraz gecikme ile arkadasima..burada dakiklige cok önem veriliyor demismiydim..yani 3 denirse saat 3 te herkes geliyor.. 15dakika bile gecikmiyor insanlar..o ayri bir yazi konusudur..

Borulce hanim uzaktan uzaga bebegi kesti.. Arada gülümsedigini bile gördüm.. Tabi ben kucagima almadim.. Cocuk krizlere girip kendini yerden yere atacak yoksa.. Hazir degil öyle bir sevgi gösterisine.. Arada ama sordum.. "Yavrucuk.... bebegi sen kucaginda sevmek ister misin?"
Bizim ki dediki.:"anne... ben onu uzaktan da seviyorum.....";))))

Yavrucuk ben de seni cok seviyorum.. Hem uzaktan, hem yakindan..;)

ütülenen Bocuklarla postmodern dizaynlar- 1 :)))

fazla lafa gerek yok..yine oynadik biraz...
ama ütülemedim..
yine gerisin geri bosalttim kavanozlarina..
ne demistik..artik ise yaramayan isleri evde barindirmayacagiz..

Bunlarin arkasina igne yapistirirsak cantalara takmaya güzel igne olabilirdi..

bu karli günlerde biraz bahar esintisi..bardak altligi..bunu ütülemedigime üzüldüm sonradan..büroda bardak altligina ihtiyacim var..sürekli fincanimin izi masama cikiyor.. :(


Hatun kisi :)

Bir hatun kisi daha..bunu Börülce ütületti..onun prensesi :))

Leylek yaptigimizi zannettik:)


bu da ayni Leylek farkli bir acidan :))))))))))))



sari tekir kedi ile su damlasi canavari (ne alaka yaw )

ne siz sorun ne ben söyleyeyim :)


Mavi sacli kiz



Mavi sacli kizin canavara dönüsümü

-------------------------------------------------

Baska bir canavar

Kulaklari cikmis canavar



ütülenen Bocuklarla postmodern dizaynlar-2 :)))

 





14 Şubat 2012 Salı

Alanayin misafiri oldum..siz de gelin kahveye

Alanay ile uzun süreden beri planliyorduk..en sonunda gercek oldu..
Ona uctum konuverdim bloguna;))
Canim bir de terslik terslik üstüne kondugum blogu uctu gitti..
Ama simdi blogunun yeni ismi var..burada

Hemen not alin..yalniz birakmayin onu cöksede eski blogu;)
Hersey eskisi gibi..sadece blogun adresi farkli..

Takip edin anacim bizi
Linkimiz burada
Yerlere serilmeye kiyilamayan hali

Nasil yapildigi Burada




-----------------
Alanay yayinini bitirdikten sonra kendime arsiv olarak ekliyorum buraya....


Yerlere serilmeye kiyilamayan hali paspas

Önce sevgili alanaya, beni misafir ettigi icin tesekkür ediyorum..
Onunla daha ne cin fikirlerimiz var .. Ah bir de zamanlarimiz bolca olsa..ikimizde calisan anne..
Ben bazen 4 tane fotokopim olsun diyorum..biri calissin..para kazansin.. biri cocukla hep oynasin, ona kitaplar okusun, hep hayvanat bahcesine götürsün...

biri de ev isi ile ugrassin, yemek yapsin. Sonuncu da gitsin sadece el isi yapsin, incik boncuk oynasin, boyalarla oynasin, yazilar yazsin ..;))) sonuncu tabi alisverise falanda gidebilir.;)))

Neyse.. Ben simdi yaptigim isin ayrintilarina geciyorum..

Adi: Yere serilmeye kiyilamayan paspas hali

Teknik veriler:

3-4 numara sisle örülebilen %100pamuklu ip kullandim..
Ipleri iki kat kullanip, 4,5numara tig ile cim teknigi calistim..
Ip iki kat oldugu icin oldukca agir birsey oldu. Toplam 1200 gr
En boy:70x110
Yani nurtopu gibi bir paspas halimiz oldu..

Ben her ihtimale karsi altina dikebilecegim, kaymaya engel olan bir kumas aldim..Halicilarda satiliyor..ama önce bir denemek lazim kayiyor mu kaymiyor mu diye..pek kayacaga benzemiyor..

Hikayesi:
Ben bu hali paspasi önce banyoya sermek üzere baslamistim.. Yapim asamasinda Börülce göz koydu..bu benim odama serilecek demeye basladi..
Bu arada ben bu ise bir baglandim bir baglandim..;)))
Yaparken boyu büyüdükce beni isitmaya basladi soguk günlerde..
Bir yandan ben bunu yapiyordum, bir yandan üstüme serip isiniyordum..;))
Simdi düsünüyorum ben bunu nasil yerlere serip, üstünde tepinirim..;)))
Benim onu sicacik üstüme seresim geliyor..
Bir yandan börülce gelir cekistirir "bu benimmmmmm" der.. Fotograftan görüldügü üzere hemen kendini üstüne atti..

Cikarilan Sonuc:
Akilli hatunun yapacagi is degil..bir delilik anima denk geldi..;)))
Astari yüzünden pahaliya geldi bana..hazir alsam daha uygun fiyata bulurdum..;))
ama yaparken cok zevkliydi..
En sonunda kiyip yere serecegim herhalde.. Hem de Börülce'nin odasina...
Ama yere sermeden önce siz bir görün istedim..

Kesifci ruhun fotograflari




Gecenlerde bizim Börülcenin icat ettigi ucagi anlatmistim.. Onun farketmedigi bir anda fotografi cektim.. Vermiyorki zilli fotografini cekeyim..mazallah kopyalarim icadini..;)))Teknoloji kacakciligi yaparim falan diye mi korkuyor ne..pek degerli mali..;)

Kaybolsun istemiyorum ilk icadimiz;))) ilk firsatta cektim;))
Gelecegin ucaklari böyle olacak.. Bizim Börülce de marsa giden ilk Börülce;)))

13 Şubat 2012 Pazartesi

Dogum Günü icin hazirlik--davetiyelerimiz midye kabuklarindan

Dogumgünümüz yakinlasti..burada cocuklar (ya da anneleri) dogumgünü kartlari hazirlayip davet ediyorlar.. biz de ilk defa yapmaya karar verdik..( 4 yas biterkene )
ana okulundaki 5 arkadasimizi cagirmak icin nasil bir kart yapsam diye düsünürken gecen cuma yedigimiz midyelerin kabuklari aklima geldi..börülce zaten onlari boyamak istiyordu..
tutkalli boya ile boyadi.. simdi kurumaya biraktik. ben de adresi ve tarihi belirten bir yazi yazip icine yuvarlayip koyacagim..
Hem Börülce de oyalanmis oldu..;)
heheheh.. bu sene böylece hallettik bu davetiye isini:)




12 Şubat 2012 Pazar

Hastalik mamasi--Meyve Salatasi;)


Bizim Börülcenin hasta oldugunda istahi da olmuyor..
bu durumlarda yaptigim bir meyve salatasi
icindekiler
Muz
Elma
Ceviz parcalari
2 yemek kasigi Bal

afiyet olsun

Beklenen sabir tasi fastak fustak salin fotografi :)

buyrun efendim..en sonunda koyabildim fotografi ..  yine iyi cikmadi...benim makinanin durumu vahim:))) ..sormayin..


4 Şubat 2012 Cumartesi

Basit bir SAL daha..sabir tasi fastak fustak sal



Bunu yapali cok oldu..ancak koydum fotografini..boyle uzun bir zincir yapiyorsunuz..Zincirin sonunda birlestirip kapatiyorsunuz...cember oluyor
Sonra o cemberin icine 3 cekmeli direkleri pes edene kadar basiyorsunuz...bolca yapin kabarik dursun..volan yapsin...sabrin sonu selamet olacak...;)))
Sonra ilk sira bitince ikinci sirada direklerin üstüne direk cikiyorsunuz..
Sonra 4.5. Siralarda aynen böyle devam..sabir tasiniz catlayana kadar...
Adini sabir tasi fastak fustak sal koydum..;)
Siz ne dersiniz bilemem...
Boynuma sarip sarmalayip kullaniyorum.bitmis halinin resmi iyi cikmamis..yeniden cekip koymali

Burada

3 Şubat 2012 Cuma

Vakit nakit midir?

Yazi dizimin 4.bölümü.. Buyrun efendim...

Vakit nakit midir?
 
Vakit nakit derler...vaktin para ile degerinin ölcülebiliyor olmasi anlamina geliyor..
Evet..calisiyoruz ediyoruz.. Calisma saatimizin belirli bir ücret karsiligi var dogru..
Ama insanlar bu lafi normal özel hayatlarinda da kullanirlar..
"Kardes acelet et..vakit nakit.."
Nedir acelemiz..nereye ne yetistirecegiz..
Tamam calisma hayatinda zaten kosturmaca..
Ama birakin bari evimizde vakit nakit olmasin..
Cocuklarimizla, sevdiklerimizle gecirdigimiz vaktin maddi bir karsiligi olamaz..
Paha bicilemez o saatlere..yavaslayin rahatlayin..
Ic dengenizi bir bulun hele..
 
 
Bunu niye mi anlattim
 
Birgün kapida komsuyu görüyorum..
Kapida sogukta muhabbeti sevmem..iceriye buyur ediyorum .. (ki burada  kahveye,  kimse kolay kolay davet etmez..kapida birakirlar insani..konusacaksan birsey  kapidan söyler gidersin.. Iceri cagirmak samimiye kacar..allah korusun :)))) yan komsumun evini bir kere bile görmedim..4 yildir otururuz bu evde..bahceden bahceye konusuruz..ben bir kere kahveye cagirdim ama.. Türk adetidir dedim.. Tamam onlarin adeti degil kabul ediyorum.. Ama kapi kiyisinda konusmayi sevmiyorum..
Gel diyorum kahve icelim..
Önce bir randevü defterine bakiyor...
Ben de orada bakakaliyorum tabi..
" Simdi vaktim yok "diyor... Beni cagirmalari gerekir diye mi korkuyorlar acaba..daha kesfedemedim ..:)) )
 
 
Sonucta bana 3 hafta sonrasi bir güne bir randevü veriyor..
Amanin ben demistim hani gel,  gir iceri, kahve icelim..hava soguk..kapi da muhabbeti sevmem.. Germe beni 3 hafta sonra falan diye..
3 hafta sonra kim öle kim kala..
 
Bu konustugumuz insan bir ev hanimi da olabilir , calisan bir hanim da
Hic farketmez..
Kimsenin öyle size ayiracak. Iki cift laf edecek vakti yok..
Bir ev hanimi ise mesela, önce cocuklarini müzik dersine götürecek, sonra alisveris yapacak, cocuklari müzik dersinden alacak, onlari ritmik dans grubuna birakacak, gelip evde yemek yapacak , sonra cocuklari danstan alacak, evde ödev yapmalarina yardim edecek..
 
Cocuklarin gitmesi gereken kurslar, gruplar zaten bitmiyor..
Ertesi günü de muhakkak baska bir  kurslari vardir.. Cocuklari 10 parmaginda 10 marifet sosyal canavarlar olarak yetistirmeye özen gösteriyorlar..
Zavallilarin bir gidim hali var zaten..nereye gidiyor  o kadar bilgi, maharet.. Hem piyano calarlar, hem futbol oynarlar, hem tiyatro grubundalar,
Bir cocuk olamiyorlar galiba.. (hee bir de alerji oluyorlar.. "Sebebi ne bulunmuyor" diyor analari babalari .. Cocuklardan asiri beklentileriniz var desem.. )
 
Ama yok ..
Dünya rekabet dünyasi..
Cocuklarin 4 yasindan itibaren ingilizce dersi almalari, 8 yasinda cince ile baslamalari gerekiyor artik..
Siz yapmiyorsaniz sizin cocugunuz ileri de 30 yasina gelince is bulamaz..
O hani   5 yasinda ingilizce, 9 yasinda cince konusan cocuk gelir,  cocugunuzun elinden alir isini.
"Sizin kiz daha seramik kursuna gitmiyor mu? spor dersine yazdirmaniz mi?
Piyano derslerine basladiniz mi? cikcik cik.. gec kaliyorsunuz..kurslarda yer bile kalmadi.."
 
Yeteeeeeerrr
Benim cocugumun cocuk olma hakki var.. Bebeklerle oynuyor..örtülerle cadir kuruyor..  Ana okuluna gidiyor.. Makasi 2 yasindan beri kullaniyor..bir kere bile elini kesmedi..bol bol gazete kagidi kesiyor, karton gida kutularini parcaliyor.. resim yapiyor....Catal bicak kullaniyor yemek yerken.. 3 yasindan itibaren izin verdik bicak kullanmasina..kurabiye hamuru yuvarliyor benimle..sokaklardan sümüklü böcek toplayip geliyor..bunlar benim evcil hayvanim diyor..cisini söylüyor..altina kacirmiyor geceleri.. Gelip sacimla oynuyor.." kuuuuforcülük" onun deyimiyle.. annesi temizlik yaparken temizlikcilik oynuyor..
Hem ayrica daha 4 ünü bile bitirmedi..  Varsin Hintce ögrenmeyiversin….Cincesi iyi olmasin 30 yasina geldiginde.. O kusur kalsin.. o böyle de mutlu.. "annem " deyip sariliyor..sirtima binip esekcilik, kucagima yatip bebekcilik oynuyor..
 
Tövbe tövbe..fenalik geldi ..
Yani burada da farkli bir yaris var..
Ne cocuklarin vakti var..ne ana babalarinin ..sonra ne oluyor
"burn out.."
pilleri bitiveriyor iste..kendilerine de vakitleri yok nitekim..
Sonra yok yoga, yok terapi, yok pilates, reiki, feng sui ariyorlar ic dengeyi.. Ararsin tabi..Hem de ne paralar dökerek cakralarini caktiriyorlar.

 
Kahve icip iki cift laf edebilecegim biri  ancak cikmaz ayin son persembesi kapimi calabilir..
O da randevü defterini kaybetip,  bende unuttugunu düsünürse :)))

2 Şubat 2012 Perşembe

Gelecege umutla bakabilmek

Algilama farkliliklari yazilarima devam ediyorum..
Yazi dizimin 3. bölümünde bu konuyu islemeye karar verdim..
 
Biz Türkler cok iyimser bir milletiz..
Bu huyumuzu gercekten cok seviyorum..
Hicbir sekilde umudumuzu kesmiyoruz..
Hersey ne kadar kötü giderse gitsin, bir sekilde dogan günese, acan cicege, vizildayan böcege, parlayan ay isigina bakip mutlu oluyoruz..
Az ile yetinmesini biliyoruz..
Arkadaslarimiz, dostlarimiz önemli..
Bir cay esliginde muhabbet etmeyi , kapiyi calan komsuyu hemen iceri buyur edip, bir fincan kahve ikram etmeyi, iki cift güzel laf etmeyi,  gönül almayi biliyoruz..
 
Belki de dinimizin verdigi güzellikler bunlar..
Umudu kesmemek.. Allaha siginmak. Her karanligin sonu aydinliktir demek.. 
Inanclari derin olmayanlar da var tabi..
Herkes ayni sekilde inananacak degil..
Ama onlarin da aile egitimlerinden geliyor.. genlerinde yazili umut ve yukarida saydigim diger  özellikler..
Din zamanla,  kültürü etkiliyor.. Kültürler de nesilleri
Bazi seyleri söküp atamiyor /atmiyor  iste insan..
Hem niye atsin  ki, onu ayakta tutan, güc veren güzel seyleri..
 
Simdi size baska bir örnek anlatacagim..
 
Bir dügün..
 
Insanlar burada bir dügüne gittiklerinde (bahsettigim dügün tam anlamiyla bir Alman dügünü ) sanki normal bir yemege gidiyorlarmis gibi bir hava oluyor..
Biz de olsa dans edilir.. Ickiye falan ihtiyac kalmaz kafayi bulmak icin.. :))
Birinin nesesi, sevinci öbürüne gecer..
Herkes kalkip danseder.. Kurtlarini döker ..kanimiz kaynar..
Yok burada önce yemek yeniyor deriiiiin bir sessizlik icinde.. (ölü evinde miyiz?  kim öldü? Evlilik ölüme es ilan edildi de benim haberim mi yok? )
Sonra insanlar yemeklerinin yaninda alkollü iceceklerini icerekten biraz gevsiyorlar.. Ancak 3-4 saat sonra insanlar birbiri ile dansetmeye, icten (?) muhabbete basliyorlar..
 
Yoksa yok..
Adamlar acayip gergin..
Yanlislikla degiversem birine  sanki giyyyyyyt giyyyyyyyk  diye akortsuz keman sesleri cikaracaklar..yani  o kadar gergin.. :)))
 
Sonra zaten dügün bitiyor.. Herkes evine gidiyor cok sükür :))) onlar erdi muradina ..biz gidelim evimize.. :)))
 
(gerci dediler bana daha eglenceli dügünler var.. Ama inanamiyorum hani bizimkiler gibi olacagina )
 
Biz de öyle mi ya..
Gülünür, eglenilir, sevinc gözyaslari dökülür.. (tabi gücenmeler,laf etmeler  falan da olur ama o kadar duygu selinin icinde,  kaynar onlar da artik :)) es geciverelim..:)))) sonucta onlarda disariya vurumlar.. Iyi ya da kötü.. )
 
Ama burada adam iyi ya da kötü birsey diyene kadar,  o kemanin telini birazcik gevsetene kadar,  birazcik duygusalsallik kirintilari gösterene kadar hayli bir vakit geciyor..
Yani duygularini bastirmaya cok alismis bir topluluk..
Hem üzüntüsünü,  hem sevincini..
 
Aksamlari  haberlerde bile sürekli karamsar bir havalar.."Ihracatimiz yüzde bilmem kac artti ama artis beklenen yüzde bilmem kaca ulasamadi.. "
Sunucu adam neredeyse aglayacak..sanki kendi sorumlu bu sonuctan..
Ee kardesim iste ihracat artmis daha ne istiyorsun ? O  kadar yüksek beklenti icinde olmayiverseydiniz..
Bardagin dolu yanina  bakiver sen… !!
Yok hayir..sürekli iyi haberler,   ulasilamayan "hedef sayilar" ile gölgede birakiliyor..
Insanlarda ayni öyle.. Para pul var. Sosyal ekonomik durum iyi..
Imkanlar güzel..ama acayip bir karamsarlik..sürekli bardagin bos kalan yanini görüyorlar..
Bana bir arkadas bunun,  birseylere sahip olupta kaybetmek korkusundan kaynaklandigini söyledi..
Ne derece dogru bilemem..
 
Bunun icindir ki pek cok kisi ,  "burn out" yani "yanmislik" diye cevirebilecegim  bir sendroma giriyor..
Birbirleri ile konusmadiklari, konusamadiklari icin.. Kendilerinden cok fazla sey bekledikleri icin..hedefleri cok yüksek belirledikleri icin..
Öfkelerini acikca kusamadiklari icin..aglayamadiklari icin üzüldüklerinde..
Bu durumda sevindiklerinde de candan gülemiyorlar gibime geliyor.. gülüp sevinirlerse,  belki hemen kaybederler..sevinmesinler daha iyi..
O zaman kaybedince de üzülmezler… anlamiyorum iste..
 
Eskiden annemin,  komsu teyzeler ile yaptiklari günler vardi.  Hani su iki haftada bir yapilan kabul günleri..parali ya da parasiz..
Altin günü falan :))
Pastalari kekleri yerler, sonra üstüne bir güzel göbek atarlardi..
Cok gülerdik biz cocukken..pastalari da yutardik bir yandan..
 
Onun buradaki  adi  "dans terapisi :))) "
Birbirini hic tanimayan insanlar gerginliklerinden kurtulmak icin,  bilmem kac euro para verip böyle bir gruba yaziliyor sonra haftada bir kere o dans grubunda gevsemeye calisiyor yine o tanimadigi insanlar ile..ne derece gevsenirse..bence sadece para cüzdanlari hafifliyor ..:))
Hem insan öyle pat diye sevinmeden etmeden, pasta börek yemeden,  nasil danseder de gevser?
Tabi para döktügü icin,  bu dans isi bana yaramadi da demiyor. Faydasini gördügünü iddia ediyor..
(ama bir degsen,  hala giiiiiiyyyt  diye ses cikaracak gibi :)) )
 
Aklimdan geciyor  "kardes,  seni bizim türk günlerine bir gönderelim,  bak senden ne yaparlar"  demeyi :)))
Yok demiyorum..acil sifalar diliyorum..
 
Soruyorlar " sen ne yapiyorsun böyle gevsemek icin?
"cay icip , yaninda örgü örüyorum…" diyorum
cok mu siradanim ne ?? :))
 
(gerci bu aralar bu da moda oldu.. Örgü gruplari var yine tanimadiginiz bilmam kac kadinla bir araya gelip,  örgü örebileceginiz.. Böyle bir deneyimi baska bir yaziya sakliyorum :)) ama hersey gibi onu da cok profosyonel yapiyorlar tabi..hicbirsey amatörce kalmiyor.. )
 
Hani diyorum,  belki bu gruplarda kendileri gibi insanlari bulup,  arkadas olup , yalnizliklarini gidermek gercekten iyi geliyordur onlara..ama para dökmeden de arkadas olup ayni seyleri yapabilirler hani.. Araciya ne gerek var.?
 
Sonra baska ne var..
Emekleme gruplari var.. (ki annelik dönemimin basinda,  ben de böyle bir gruba girip yeni arkadaslar edinmistim..para dökerek :)) uzun yillar is hayatindan sonra birden bire cocukla evde kalmistim..cocuklu arakdaslarim da yoktu..bu durumda bende bu yola basvurdum.. Cok profosyönel..:)))
 
Böyle bebekleri olan anneler , aile egitim merkezine basvuruyorlar..orada bir cocuk psikologunun esliginde Emi Pikler ya da bilmem kim methoduna göre cocuklarin gelisimi inceleniyor, oyunlar yapiliyor..cocuklar gülüyor..  2 saat sonra herkes pilisini pirtisini toplayip evine gidiyor..
(gerci cocuk psikologunun faydasini gördük.. Bize güzel bilgiler verdi..simdi para dökmüsüm yaramadi demeyeyim ben de :)))))))
(Emi pikler konusu ayrica bir yazi da islenecektir ..cok uzun coook ,,:) ))
 
Cok sükür o gruptaki arkadaslar ile baglarimizi devam ettirdik..
Ben dedim " hadi gelin para dökmeyelim,  birbirimizde bulusalim.."  (Türk aklimi seveyim..:))
Ilk bulusmayi tertipledim.. Yaptim pastalar börekler..
Cocuklar 4 yasina geldi hala bulusuruz, konusuz--
Iki ayda bir aksamlari, cocuklari babalarina birakip hanimlar olarak yemege gideriz..(Gruplara dökmedigimiz parayi artik buraya döküyoruz :)))
 
Ama ben o fikri vermeseydim ne olacakti? Acaba o ilk daveti yapmasaydim hala bulusuyor, görüsüyor olacak miydik? :))
Pek cogunun dertlerini tasalarini da dinledim.. Yeniden ise baslama dönemlerindeki SIKINTILARI beraber atlattik.. Cocuklari beraber ana okuluna alistirdik..yani giiiiiiyyt demiyoruz artik birbirimize degince :)))
 
Yani diyecegim bu bizim milletimiz de otamatik olarak olan seyler,  burada biraz iteklemek ile oluyor..
Kaldirimlari güzel dösüyorlar ..yaya gecidinde küfretmeden duruyorlar , otobüsler  bebek arabalarina kucak aciyor..hani orasi tamam :))
 
Ama duygu dünyalarini , bizim gibi,  bir bardak tavsan kani cayin yaninda acmiyorlar..acana kadar uzun zaman calismak gerekiyor..emek sarfetmek gerekiyor ki cogu böyle bir emegi bile vermiyor..vermeye deger görmüyor..calismaktan basi kalkmiyor ki..vakitleri de az.. ( o kaldirimlar nasil dösendi zannediyorsunuz..ben kafayi bozdum galiba kaldirimlar ile  :))
Ne kendilerine vakitleri yetiyor,  ne baskalarina..
 
Medeniyet ileri, sosyal imkanlar cooook..o konuda birsey diyemem..
Ama duygusal dünyalari, en azindan bizim ki kadar (belki daha fazla)  calkantilar icinde.. Cikis yollarini genelde profosyonel ellerde ariyorlar..
Belki sadece arkadasa ihtiyaclari var onlari dinleyen..belki de bir komsuya.. Belki de güven eksik baskalarina karsi.. onun icin bu yalnizliklari..
 
Son olarak diyecegim  "arkadaslarimizi , dostlarimizi, komsularimi öpüp basimizin üstüne koyalim.."
Cok yazdim yine..
Nereden nereye geldim..daha bu konu ile ilgili cok sey var yazacak..
Ama hangisini yazacagimi karistirdim birden..
 
Not : Su dans terapi isine profosyönelce girissem mi ?
Gelsinler bana yazilsinlar, ben pasta börek yapayim sonra bir göbek havalari kaseti tak teybe :))
Ohh .. Yatirim bu kadardan ibaret..
Sonra onlar sag,  ben selamet--
Gecim derdi kalmaz valla... yeterince potansiyel müsteri var nitekim :))
Hem gittikleri dans terapilerde pasta , börek bile yok..ac karnina cekilir mi o ?
Bende ki hizmeti bulamazlar
 
Bakin... gelecege umutla baktim bile :))))
 
Ama herhalde ben o insanlari arkadas edinir,  paralarini bile alamam.. :)))
bakin bu noktada yine Türküm.. Yeterince profosyönel olamiyorum.. :)) amatör ruhluyum … :))
öyle de kalayim en iyisi..:)
 

1 Şubat 2012 Çarşamba

Bebek arabasinin otobüs icindeki yeri :))

Demistim algilama farkliliklari ile ilgili yazilarim devam edecek..
 
Iste onlardan biri...Yazi uzun…hani uyarayim :))
sonuna kadar okuyup bitirirseniz,  yildizli pekiyi verecegim :))
olaylar yasanmistir..yasanmaya devam etmektedir farkli kisiler tarafindan..:))) (o da ne demek demeyin..okuyun görün :))  )
 
Bundan 2,5 yil önce bizim Börülce daha 1,5 yasindayken Türkiye`ye gelmistik..
Tabi bebek arabasini da getirmistim.. Bizimki besili..
Kucakta falan tasimak oldukca zordu..
 
Neyse..
Havaalaninda falan cok faydasi oldu bebek arabasinin
Ucagin kapisina kadar getirdim cocugu..
Taaaa  orada görevlilere teslim ettik.. Gectik yerimize..babamiz yok yanimizda..Ben ve Börülce yalniziz..
Istanbula indigimizde,  yine elimize verdiler bebek arabamizi..Börülce kuruldu tahtina.. :))
Neyse ki kardesim gelmisti bizi Bursa`ya  götürmek icin..
Bebek arabasi, kardesimin  arabaya yüklendi ve Bursaya yola cikildi..
 
Bursa`da bebek arabasi  turlarimiz ertesi günü itibariyle basladi..
 
Iste o andan itibaren olanlar,  simdi bu yazinin konusu..:)))
 
Bizim kiza bez vs almak icin ertesi gün,  marketin yolunu tutttuk..yaya olarak!!!! Börülce bebek arabasinda ...
Ne bileyim  bu kadar zor olabilecegini..ben hem hava alir cocuk demistim..
 
Kardesimin evi ile market arasinda,  asmamiz gereken gelis-gidis islek bir cadde var..
 
Caddenin bir yerine,  yaya gecidi oldugunu isaret eden zebra cizgileri cekmisler..baska trafik lambasi yoktu görünürse..
Dedim o noktadan karsiya geceyim..
Hos Türkiye`de arabalar,  yaya gecidinde yaya olsa bile  durmazlar..Yol vermezler..
Yayanin dikkat etmesi gerek,  acaba araba geliyor mu diye..Yoksa yersin küfrü, kornayi..
Tabi ben bunu bildigimden dikkatliydim.. :)) )atmadim kendimi hemen caddeye.. arabalarin gecmedigi  (!!)  bir an ilk seridi gecmeye basladim..
 
Ama birde ne göreyim.. !!!!!!
Gidis ve gelisi birbirinden ayirmak icin 30-40 cm yüksekliginde bir kaldirim koymuslar.. Acemiligime, yol yorgunluguma  geldi yani.. Yoksa önceden dikkat ederdim..
Kaldirim denecek hali de yok..tepe gibi birsey… Üstünde paramparca taslar, camur, bir zamanlar  bir bitki oldugu anlasilan yaprakli bir korkuluk..:))) bunun ne isi var simdi yaya gecidinin orta göbeginde !!
 
Tabi bebek arabasiyla bu tepeyi asmak cok zor...  Arabayi o koca tepenin üstüne nasil cikaracagim..
Cikarirsam da,  caddenin öbür tarafina nasil indirecegim..
Bu kaldirim  gibi sey  o kadar dar ki,  üzerinde bebek arabasi ile  benim iki ayagim,  ayni anda zaten duramiyor..
Taslar yerlerinden oynamis , ayagimin altindan kayar.
Bu arada arabalar iki yandan da gecmeye basladi..kimse durmaz..(sanki du zebra cizgileri dekorasyon olarak orada.. )
Neyse güc bela indirdim bebek arabasini caddenin öbür tarafina.. Gectim karsiya..
Ama acayip korktum.. Bu olay Bursa`nin iyi denen mahallelerinden birinde yasandi bunu da belirteyim..
 
Simdi olayin analizine gelelim---
Efendim yaya gecitleri,  yani su zebra cizgiler, yayalarin rahatca karsidan karsiya gecmesi icindir.. Laf olsun diye cizilmemistir caddeye..
Bu cizgilerde yol önceligi,  yayalara aittir..
Motorlu tasitlarin bu noktada durarak,  yayalara  rahatca karsidan karsiya gecmek icin yol vermeleri gerekir..Bu konu ehliyet kurslarinda ele alinir,  konusulur sonra unutulur..Asla hayata gecmez
 
Ayrica yaya gecitlerinden,  yürüme engelli kisilerinde gececegi düsünülerek,  ara seridin alcak tutulmasi gerekir .. (yürüme engelliyi birak,  normal yürüyen bile bacagini kiracak neredeyse benim örnegimde..) yani bu zebra cizgisi cekilen noktalarin,  gercekten karsi karsiya gecmeye yükseklik, en, boy, endam  bakimindan  uygun olmasi gerekir !!!!!
 
 
Tabiki bu olay bana ders oldu..
Artik o günden sonra markete veya baska bir yere  gitmem gerekince, yolun hendeksiz,  tepesiz noktalarini önce gözüme kestirdim..
Yolu karsidan karsiya degil,  hipotenüsünden keserekten karsiya gecmek durumlarinda kaldim.. (ki bu sekilde karsidan karsiya gecmek hem daha uzun sürüyor, hem de aslinda trafik acisindan uygun degil.. Ama zebra cizgisinden gecmeye nazaran daha tehlikesizdi :)))
 
Sonuc olarak,  cocugu bebek arabasiyla taaa almanyadan getirmistim ama  Bursa`da bir markete götüremiyordum rahat rahat..
 
Sonra baska bir gün   yagmurun altinda yine yoldaydim..tek basima bu sefer.. Akillandim.. cocugu biraktim evde anneme....  :))
Iste o an , kaldirimlari bilerek böyleyüksek  yapiyorlar diye düsündüm.. :)))
Yolun alcak noktalari tamamen suyun altindaydi, her tarafi sel götürüyordu..halbuki o kadar da yagmamisti..
Su,  akmasi gereken noktaya akmiyor, birikiyordu caddede..
Kaldirimlarin yüksek olduguna o gün memnun olmustum..:))
 
Simdi affiniza siginarak bir baska örnek verecegim..
Sadece algilama olayinin farkliligini göstermek icin.. Amacim yermek degil, ters giden birseylerin üstüne parmak basmak..
Cünkü insan hep bu sekilde yasarken,  bunlarin normal olmadigini göremiyor..
Ben de bunlari garip karsilamiyordum, baska bir düzen görene kadar..
Belki birileri okur, birilerine anlatir.. O birileri de,  baska birilerine anlatir.. Sonra bu kaldirimlari planlayan kisilerin kulagina gider bu.. ;))
 
Baska bir gün Almanya`da yoldayim..
Yeni yagmur yagmis dinmis..
Ama caddelerde sadece normal bir islaklik var..bir su  birikme olayi yok, camur yok…. (sonradan ögrendim taslar suyu asagiya geciren özel taslarmis.. )
 
Cadde yagmurla temizlenmis tozundan.. Ayakkabilarim camur icinde kalmiyor..pantalonumun pacasi temiz..
Bebek arabasiyla yoldayim..
Yaya gecidine geliyorum..
Bir araba zink diye duruyor. (kirmizi isik falan yok yani… beni görünce duruyor.. )
Basimla selamliyorum..sürücü de beni arabasindan selamliyor.. (bu laf atma seklinde degil tabiki ..sadece iki medeni insanin birbirini yolda görüp, medeni bir sekilde selamlamasi )
Karsiya geciyorum..
 
Arada gelis-gidis seridini ayiran kaldirim ,  yol ile ayni hizada.. diger yönden gelen araba da durmus..
Kosmadan, normal hizimda geciyorum karsiya.. bu yoldan tekerlekli sandelyeler de oldukca rahat geciyor karsidan karsiya..
( Buraya kadar kimse küfretmedi, korna calmadi..dikkatinizi cekerim..)
 
Amacim otobüse binmek bebek arabasiyla.. Evet otobüse binecegim..:)) delirmedim..kafayi yemedim.. :))
Duragin oldugu yerde minik bir rampa var ..Rahatca itiyorum bebek arabasini rampadan..
beni kaldirimda yüksek bir noktaya cikariyor..bu sayede otobüs kapisi ile ayni hizadayim..
bebekli annelerin yanina gidiyorum..bir kac tane daha bebek arabasi var.. Hepimiz otobüsün orta kapina denk gelen noktadayiz
Otobüs geliyor.. Orta kapisini aciyor.. Bebek arabasini sadece itmemle otobüsün icindeyim.. Otobüsün bebekli annelere ayrilan kismina sirayla diger bebek arabalari da giriyor..
Sonra inecegim  durakta,  yine düzden iniyorum ..sonra kaldirimdan rampa araciligi ile yine normal bir kaldirim yüksekligine iniyorum..
Düzden inilemeyen durakta  (ki cok nadiren denk geliyor ) söför iniyor, bebek arabasini tutuyor..   asagiya inmemize yardim ediyor..
Bazen yolcular,  söföre bile birakmiyorlar.. Hemen yardim ediyor birileri..o da bir basamak sadece..
 
Ayni sahneler metroda, trende de tekrarlaniyor hergün..orada inisler hep düzden.. yardima bile gerek kalmiyor..
 
Dedigim gibi amacim yermek degil..sadece birseylerin farkli da olabilecegine isaret etmek…
Ben yillarca otobüsle gelip gittim okula,  istanbul' da,  izmir`de
Hep tika basa otobüslerde nefes bile alamadan gelip gittigim günler oldu..o kadar tepeleme dolu olurdu ki, yanindaki 4 insanin ne yedigini  ne ictigini ( ! ) tam anlamiyla analiz edebilirdin kokulardan.. :(
 
Bunlari normal karsiliyordum..alismistim..
 
Anneler kucaklarinda bebekleri ile telef oluyorlardi..kan ter icinde kaliyorlardi..o zamanlar herkesin ikiser , ücer arabasi yoktu..sonradan oldu böyle bir eve  iki araba gibi seyler..
Cocuklu annelere yer verirdik tabiki..yaslilara da..
Ama birisi bana dese, kadinin biri bebek arabasiyla otobüse binecek,  inanmazdim..
Nasil olabilecegini bile düsünemezdim..herhalde öyle birsey olsa,  kac kisi o kadina kizardi, koca  seyi otobüse sokuyor diye :)))
Ben de kizardim belki …:)) cünkü baska türlü de olabilecegini görmemistim..
 
 
Ben kendi sahsima otobüse binmeyi falan denemedim bebek arabasiyla Bursa da..
Gözüm korktu.. :)) orada rayli hat var..
Belki onda durum daha iyidir..bilemiyorum..
Yürüye yürüye rayli hat uzakti..kimbilir oraya ulasana kadar,  kac tane tepe- hendek asmam gerekecekti :)))
Kucagimda da tasimak istemedim Börülce `yi oradan oraya..Kardesim arabayla götürdü getirdi gerekince..
Arabasi olmayan nasil yapacak?  Onlarin hakki yok mu,  insanca cocuklarini toplu tasima araclariyla  bir yere götürmeye?
 
 
Ama oluyor iste..hem de nasil oluyor..
Kimileri oldurtuyor..
 
Oldurtmak gerek belki de…
 
Iyi deneyimleri olanlar yazabilirler yorum olarak..
Belki aradan gecen yillarda degismistir birseyler..ben farketmemisimdir.. Sehirden sehire farklidir belki durum..
Diyebilirler   "Narcicegi !!! Bu noktada hakli degilsin..Artik bizimde otobüslerimiz böyle..yaya gecitlerinden kelle koltukta gecmiyoruz.Yürüme engelliler,  tekerlekli sandalyeleri ile otobüslere, metrolara, trenlere  kendi biniyor..evlerinde , 4 duvar icinde yasamaya mahkum edilmiyor..sosyal hayatta aliyorlar yerlerini !! "
 
Ben de sevinirim  o zaman..
 
Buraya kadar okuyanlar,  aldi yildizli pekiyiyi :)))